Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşu, 23 Nisan 1920 tarihinde gerçekleşti. Bu tarih, Türk milletinin egemenliğini ve geleceğini belirleme kararlılığını simgeler. Meclis'in açılışı, İstanbul'un işgali altında olan bir dönemde, Anadolu'da milli mücadelenin yükseldiği bir zamanda gerçekleşti. Mustafa Kemal Atatürk liderliğindeki Türk milleti, bağımsızlığını savunmak ve geleceğini şekillendirmek için bir araya geldi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluşu, ulusal egemenliğin kaynağının millet olduğunu vurgulayan önemli bir adımdı. Meclis, Türk milletinin iradesini temsil ederek, ülkenin geleceği üzerinde söz sahibi olma yetkisini elinde bulundurdu. Bu, Türkiye'nin demokratik ve egemenlik temelli bir yönetim anlayışını benimsemesinde kritik bir rol oynadı.

23 Nisan aynı zamanda çocuklara adanmış bir bayramdır. Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışını, çocuklara özel bir armağan olarak ilan etti. Bu, çocukların ülkenin geleceğinin teminatı olduğunu ve onların eğitimi ve mutluluğunun önemini vurgulayan önemli bir jestti. Bu nedenle, 23 Nisan, çocuklara yönelik özel etkinlikler, gösteriler ve kutlamalarla doludur.

Bugün, Türkiye genelinde ve diaspora topluluklarında, çocuklar özel etkinliklerle ve gösterilerle kutlanırken, yetişkinler de milli egemenliğin ve demokrasinin önemini hatırlamak için çeşitli etkinlikler düzenlemektedir. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 104. yıl dönümü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Türk milletinin birlik ve dayanışmasını kutlamak için önemli bir fırsattır. Bu özel günde, Türkiye'nin milli değerleri ve geleceği için bir araya gelmek, milli mücadele ruhunu canlı tutmak ve çocuklara olan sorumluluğumuzu hatırlamak önemlidir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini atan Büyük Millet Meclisi'nin açılışı, ülkenin tarihinin en kritik dönemlerinden birinde gerçekleşti. Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküşü ve ardından yaşanan işgal süreci, Türk milletini bağımsızlık ve özgürlük mücadelesine sevk etti. İşte bu süreçte, Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğindeki Türk milleti, kurtuluş için kararlılıkla harekete geçti.

Mustafa Kemal Paşa'nın 19 Mayıs 1919'da Samsun'a çıkmasıyla başlayan hareket, Anadolu'nun dört bir yanında hızla yayıldı. Amasya Tamimi ve ardından Erzurum ve Sivas kongrelerinde alınan kararlar, ulusun egemenliğine ve bağımsızlığına vurgu yaptı. Bu kongrelerde, ulusun kendi kaderini belirleme hakkının vazgeçilmez olduğu vurgulandı.

1919 sonbaharında yapılan seçimlerle oluşturulan Osmanlı Mebusan Meclisi, 12 Ocak 1920'de Misak-ı Milli'yi kabul etti. Ancak, İstanbul'un işgali ve Milli Mücadele yanlılarının tutuklanmaya başlanması üzerine, milletvekilleri ve aydınlar Ankara'ya kaçtılar. Bu süreçte, Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğinde Ankara'da olağanüstü yetkili bir Meclis'in toplanması için çağrı yapıldı.

Mustafa Kemal'in yayımladığı genelgeyle belirtilen hedef, ulusun bağımsızlığını ve devletin kurtuluşunu sağlayacak önlemleri almak üzere bir Meclis'in toplanmasıydı. Bu çağrıya uyarak Ankara'ya gelen milletvekilleriyle, dağıtılan Osmanlı Mebusan Meclisi'nden kaçanlar bir araya geldi ve 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışı gerçekleşti.

İlk TBMM'nin açılışı, Hacıbayram Camisi'nde cuma namazı sonrasında gerçekleştirildi. Ardından, İttihat ve Terakki Kulübü binasında toplanan milletvekilleri, ulusun egemenliğini temsil eden bu yeni Meclis'in işleyişine başladılar. Bu tarihi gün, Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesinde önemli bir dönüm noktası olarak kabul edilir.

TBMM'nin ilk Başkanı olan Mustafa Kemal Atatürk, Meclisin açılışında yaptığı konuşmada millete olan güvenini ve bağımsızlık için duyduğu inancı dile getirdi. Milletin iradesinin üstünde hiçbir gücün olmadığını ve her kararın milletin hak ve amaçları doğrultusunda alınması gerektiğini vurguladı. Bu sözler, Türkiye'nin demokrasi ve egemenlik anlayışının temelini oluşturdu.

Büyük Millet Meclisi'nin açılışı, Türkiye'nin cumhuriyetle taçlandırılmasına ve modernleşme yolunda atılacak adımların temelini oluşturdu. Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğindeki bu kararlı ve inançlı mücadele, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük sevdasının simgesi haline geldi.