İlk deprem, yerel saatle sabahın erken saatlerinde, tam olarak saat 3:36'da meydana geldi ve Richter ölçeğine göre 6,4 büyüklüğünde kaydedildi. Bu deprem, Ehime eyaletindeki çeşitli bölgelerde hissedilirken, yerel yetkililer olayın ardından acil durum ekiplerini hızla harekete geçirdi. Ancak, durum daha da kötüleştiği gibi, yaklaşık bir saat sonra, saat 4:33'te, bir başka sarsıntı meydana geldi. Bu seferki depremin büyüklüğü 5 olarak ölçüldü ve bölgedeki insanlar arasında paniğe neden oldu.

Depremlerin neden olduğu hasar henüz tam olarak belirlenmemiş olsa da, ilk raporlar bina çatlakları, düşen nesneler ve elektrik kesintileri gibi yaygın hasar tespit etti. Özellikle 6,4 büyüklüğündeki depremin şiddeti, binaların ve altyapının dayanıklılığını test etti ve birçok bölgede önemli zarara yol açtı.

Yetkililer, depremin ardından acil yardım ekiplerini bölgeye sevk etti ve hasar tespiti ve kurtarma operasyonları hızla başlatıldı. Ayrıca, halkı mümkün olan en kısa sürede güvenli bölgelere tahliye etme çabaları da yoğunlaştırıldı.

Bu son depremler, Japonya'nın deprem riskiyle yüzleştiği gerçeğini bir kez daha hatırlatıyor ve ülkenin sismik olarak hassas olan bölgelerinde yaşayanların her zaman hazırlıklı olması gerektiğini vurguluyor. Japonya, sık sık depremlerle karşı karşıya kalan bir ülke olduğundan, yerel halk ve yetkililer bu tür doğal afetlere karşı sürekli olarak hazırlıklı olmalıdır.

Japonya Meteoroloji Ajansı (JMA) tarafından yapılan açıklamaya göre, yerel saatle 23.14'te 6,4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Ardından, 23.19'da 5 büyüklüğünde bir başka deprem kaydedildi. Her iki depremin de merkezi bölgesi Japonya'nın belirli bir noktasında oluştu.

6,4 büyüklüğündeki depremin merkez üssü, yaklaşık olarak 50 kilometre derinlikte yer aldı. Bu derinlik, depremin etkilerinin yer yüzeyine ne kadar yakın olduğunu gösteriyor. Derinlik, genellikle depremin yüzeye olan etkisini belirlemede önemli bir faktördür. Bu derinlikteki bir depremin yer yüzeyindeki etkileri genellikle daha az yoğun olabilir.

Diğer bir deprem olan 5 büyüklüğündeki sarsıntının merkez üssü ise yaklaşık olarak 40 kilometre derinlikte kaydedildi. Bu derinlik, bir önceki depreminkinden biraz daha az, ancak yine de yüzey etkilerini belirlemek için önemli bir faktördür.

Her iki depremin de büyüklüğü, Japonya'da yaşayanlar için endişe verici olabilir çünkü ülke sık sık depremlerle karşı karşıya kalmaktadır. JMA ve diğer ilgili kurumlar, deprem riskine karşı toplumu hazırlıklı hale getirmek ve olası zararları en aza indirmek için sürekli olarak çalışmaktadır.

Bu tür doğal olaylar, toplumların acil durum planları ve binaların güvenliği gibi önlemler alarak hazırlıklı olmalarını gerektirir. Japonya gibi deprem bölgesinde bulunan ülkeler, deprem sırasında hızlı ve etkili müdahale için sürekli olarak çalışan kurtarma ekiplerine sahiptir.

Her iki depremin de yarattığı olası hasarın boyutu henüz belirlenmemiş olsa da, Japonya'nın bu tür doğal olaylara karşı hazırlıklı olduğu bilinmektedir. Halkın güvenliği ve acil durum müdahale kapasitesi, bu tür olayların etkilerini minimize etmeye yardımcı olabilir.