Netanyahu'nun bu adımı, ABD'nin BMGK'deki politikasına verdiği tepkinin bir yansıması olarak görülebilir. ABD'nin çekimser oy kullanması, İsrail'in Güvenlik Konseyi'nde aldığı veto desteğinin azalmasıyla sonuçlanmıştır. Netanyahu'nun heyetinin ABD ziyaretini iptal etmesi, İsrail'in ABD ile olan ilişkilerindeki mevcut gerilimi ve diplomatik farklılıkları vurguluyor.

Bu gelişme, Gazze Şeridi'nde artan gerilim ve çatışmaların yanı sıra, İsrail'in BMGK'deki pozisyonunu güçlendirmek ve ABD'nin kararlarını etkilemek amacıyla diplomatik manevralar yaptığı bir dönemde yaşanıyor. İsrail'in ABD ziyaretini iptal etmesi, Netanyahu hükümetinin uluslararası arenada aldığı tavrın bir göstergesi olarak kabul edilebilir ve bu, İsrail'in kendi çıkarlarını koruma ve savunma konusundaki kararlılığını vurgulamaktadır.

Ancak, bu adımın İsrail ve ABD arasındaki ilişkiler üzerindeki uzun vadeli etkileri belirsizdir. İki ülke arasındaki stratejik işbirliği ve ortak çıkarlar, bu tür diplomatik gerginliklere rağmen devam etmektedir. Ancak, Netanyahu'nun bu tavrı, İsrail'in uluslararası alandaki duruşunun daha da sertleşebileceğine ve ABD ile olan ilişkilerinin daha fazla gerilmesine yol açabileceğine işaret ediyor. Bu durum, Orta Doğu'daki siyasi dengeleri ve bölgesel istikrarı da etkileyebilir.

ABD Başkanı Joe Biden'ın talebi üzerine Gazze Şeridi'ne yönelik insani yardımların genişletilmesi ve Refah'a yönelik askeri harekat planlarının alternatifleri üzerine görüşmek üzere planlanan İsrail heyetinin Washington DC ziyareti, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'nde Gazze'de ateşkes çağrısını desteklememesi durumunda iptal edildi.

Netanyahu'nun kararını ABD'nin beklentilerine aykırı bulmasıyla birlikte, ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, ABD'nin Netanyahu'nun bu tavrından dolayı hayal kırıklığına uğradığını belirterek, "Refah'a yönelik uygulanabilir alternatifler üzerine kapsamlı bir görüşme yapmamıza izin vermek için Washington DC'ye gelmeyecek olmaları bizi hayal kırıklığına uğrattı" ifadelerini kullandı.

Netanyahu, ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'nde Gazze'de ateşkes çağrısını desteklememesi halinde ziyaretin iptal edileceğini açıklamıştı. Ancak ABD'nin kararı, Netanyahu'nun beklediği gibi olmadı ve veto etmek yerine çekimser kaldı. Bu durum, İsrail'in Washington ziyaretini askıya alınmasına neden oldu.

Netanyahu'nun bu hamlesi, ABD ile İsrail arasındaki ilişkilerdeki gerilimi daha da artırdı. İki ülke arasında Gazze'deki durum ve insani yardımlar konusunda anlaşmazlık devam ederken, Netanyahu'nun ABD'nin BM Güvenlik Konseyi'nde alacağı tavır konusunda açık bir tehditte bulunması, diplomatik ilişkilerin karmaşık bir hal almasına yol açtı.

Bu gelişmeler, Orta Doğu'da barış ve istikrarın sağlanması için atılması gereken adımların ne kadar zorlu olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Hem ABD hem de İsrail'in bölgedeki çıkarları ve güvenlik endişeleri arasında denge kurma çabaları, uluslararası toplumun dikkatle izlediği bir süreç haline geldi.