Çok güzelsiniz benim güzel hemşerilerim. Zannediyorlar ki bu güzel görüntü baskıyla, tehditle, şantajla gerçekleşiyormuş. Herhalde bizi kendilerine benzettiler. Kendileri gibi zannediyorlar. Onlar anlamasa da buradan ilan ediyorum sizi anlamak için insan önce sevmeli şehrini sevmeli, memleketini sevmeli, insanlarını sevmeli.

Aynı evladını sever gibi Türkiye gibi ölümsüz bir aşk gibi Ferhat gibi, mecnun gibi, leyla gibi, şirin gibi. Erbaa’nın Ferhatları, Erbaa’nın mecnunları, şirinleri leylaları selam olsun sizlere. İnanın size özeniyorlar, sizin gibi olmak için çabalıyorlar ama sizi çözemiyorlar. Sevgiden anlamayan, öfke kusan sizi ne anlar. Kıymetli hemşerilerim, proje kitaplarıma herkes ulaşmıştır. Biraz önce de sinevizyonda projelerimizi izlediniz gördünüz.

Maalesef projelerden değil de ayaküstü 40 tane yalan söyleyenler var. Adının ne anlama geldiğini bilmeyen ve mağdur insanlarımızı kullanarak günaha girenlere tehdit edenlere, rüşvet verenlere oy devşirmeye çalışanlara sesleniyorum. Ne yaparsanız yapın benim Erbaalımın satılık oyu yok. Oy namustur. Siz Erbaalımı satılık mı zannettiniz. Sizin karşınızda namuslu, şerefli Erbaalılar var.

Adalet bunun neresinde daha şimdiden gezmeye başlamışsın. Senden olsa olsa aklı gezilerde olan turist olur turist. Bizim turistik bir tesis yapacağımız hamamda ne yapıyorsun. Ne diye geziyorsun hayırdır. İnceleme yapıyormuş. Neyin incelemesini yapıyorsun. Orayı da mı satmayı düşünüyorsunuz. Daha gelmeden gözünüzü diktiniz oraya. Benim Erbaalım size fırsat vermeyecek inşallah. Kısa bir film çekmişsin.

Artist olmuşsun. Bunlar olur olmadık yerlerde geziyorlar. Film de çekiyorlar. Ne hikmetse yaptığımız dev eserleri görmüyorlar. Oralarda gezmiyorlar. Film çekecekseniz oralara gidin. Ben yerini söyleyeyim park vadiye gidin bir çay için. Ailenizle ister oturup dinlenin, yiyin, için olmadı çamlık koruparka çıkın. Organize sanayide kaç tane fabrika yapılıyor gidin bir bakın. Hastaneye gidin. O yoldan bir geçin.

Zaten ben biliyorum biraz ihtiyacın var. Bir sakinleştirici yazsınlar. Sonra oradan da bir eczaneye git. Madem gezmeyi seviyorsun ben sana bir adres vereyim. Kuruçay’da TOKİ için tahsis edilen bir arazi var. Araziyi gez. Ama arazi olma. Arazi arıyorsan işte orada. Bölgenin en büyük güneş enerji santralini yaptık. Bölgenin en büyük, en modern, en hijyenik kesimhanesini yaptık. Git oraları da bir gez.

Zaten turistsin, bir de artist olmuşsun. Yönetmenlerini al oralarda da bir film çek sanki çok güzel izler bırakmışlar gibi şunu da yaptık, bunu da yaptık diye gerine gerine geziyorsun. Barım barım bağırıyorsun veya bağırtıyorlar. Sizin bize bıraktığını dönemi bir anlatmaya başlarsam sokakta yürüyemezsiniz sokakta. Biz sizin bıraktığınız korku filmini alacakaranlık kuşağı serisini huzur filmi yaptık huzur.

Siz hala oralarda olduğunu için göremezsiniz, duyamazsınız, anlayamazsınız. Artist olduğun için, film çektiğin için senin anladığın dilde konuşuyorum. İnşallah anlarsın. Bu saatten sonra anlasan da anlamasan da 31 Mart’ta Erbaalım size anlatacak. Size öyle bir ders verecek ki çok sevdiğin müdürlük koltuğuna geri gönderecek. Bunlara 31 Mart’ta büyük bir ders verecek miyiz. Yağmur olup sandıklara yağacak mıyız.

Gelemeyeceğimi, gelmeyeceğimi bildirdiğim halde algı yapanlara buradan duyuruyorum. Bizi düz ovada keklik zannettiniz. Kurt puslu havayı sever. Korku nedir bilmez. Oyuna da gelmez haberiniz olsun. Biz senaryosunu başkalarının yazdığı sahnede figüran olmayız. Burada olduğu gibi sahneye kendimiz kurarız, senaryomuzu kendimiz yazarız. Erbaalım gereken dersi inşallah 31 Mart’ta verecek.”